Yazar | Mahmut Yesari |
Baskı No | 1 |
Dil | Türkçe |
Kapak | Karton |
Kağıt | 2.Hamur |
Sayfa Sayısı | 176 |
Basım Tarihi | 2016-01-04 |
Kasabada Ömerin destanını aradım, aksakallı,mazi külçesi haline gelmiş bir ihtiyar, hem okudu,hem anlattı:? Yüzlerce yıl evveldi. Geçtiğin ovada bir şehir kuruluydu,şimdiki bu, kurak, çatlak yaylalar vaktile, bol,geniş gölgelerini salan ağaçlar, körpe fidanlar, bağlar,bahçeler, çimler, çiçeklerle süslü idi... Tütmiyen birocak, ekilmemiş bir karış toprak, sürülmemiş bir dilimtarla yoktu. Bağlar arasından ırmaklar geçer, bahçelerdekaynaklar fışkırır, çeşmelerden tatlı sular akardı.Ucu bucağı görünmiyen meralarda otlıyan koyunlarınhesabı bilinmez, saymakla da tükenmezdi. Herkes halindenmemnundu. Komşu köylerden buraya ondalığagelen rençperler, birkaç yıl sonra zengin dönerlerdi.Aç, yoksul, fakir yoktu. Herkesin karnı toktu. İşte buşehir, bir gecenin içinde battı, mahvoldu. Bir gece baştanbaşa mer'aları, yaylaları, tarlaları, bahçeleri su bastı.Ağıllardaki hayvanları sular boğdu, götürdü. Tarlalardaekinleri sular aldı, götürdü... Çatılar uçtu, bacalaryıkıldı... Taş taş üstüne kalmadı...
ConnectProf © tarafından yayınlanmıştır.